31 Ekim 2010 Pazar

Tren-Öküz

Sabahın köründe kalkıp kendimi kurbanlık koyun gibi hissederek yüzdoksanbeş dakika oturmaya doğru yollandım ben bugün. Aslında çabuk geçti sayılır, ama yan etkileri baş ağrısı popo uyuşukluğu olarak gerçi döndü bana yine sağolsun.
Bugün dersane hayatımızdaki yeni bir gizemi çözdüm. Daha doğrusu eskiydi belki ama ben  bu çapraz ilişkiyi yeni çözdüm diyelim o zaman. Ama ne diyoruz? Çok da tın.
Saatleri de geri aldık dengem şaştı sanırım benim, kafamı zor taşıyorum, hadi bakalım hayırlısı.
Bu arada yıllardır INCEPTİON izlemeliyim diyorum, üşeniyorum ama, eski msn konuşmalarımı okurken birileriyle yaptığım, ordan bir alıntı çarptı gözüme fena da değilmiş hani dedim:

You're waiting for a train, a train that will take you far away. You know where's your hope, this train will take you, but you can't be sure. It doesn't matter - because we'll be together.

Hem ne demişler? Depresifliğin lüzumu yok(önceki yazıma bakmazsanız katılırsınız). Hayırlısı. Burda ne yazıyorsa o.O kadar.
Ben bazen sarhoş olup dağın tepesine çıkıp boğazımı yırtana kadar bağırmak istiyorum.
Unutmadan,
Cadılar bayramınız kutlu olsun.

2 yorum:

  1. Bugün Bay Yengeç diye bir yerde oturuyorduk, bir de baktım ki kadın bir grup genç birbirlerini boyamaktalar. Şaşırdım, sonradan dank etti.
    NOT: Esen, hani sağlıklı kal hoşçakal gibi. Maksat ekzantriklik olsun.

    YanıtlaSil