23 Ekim 2010 Cumartesi

Sadece bakmak,görmek bile değil.

Bu dünya belki tek başına yürünen yollarla dolu.
Belki, uçamayan melekler var etrafta.
Belki konuşulur, belki duyulmazlar.
Buralarda bir yerlerde
Sonbaharın öldürdüğü topraklar var ayaklarımızın altında
Ve sonbaharın doğurduğu bir kış ufukta bir yerlerde.
Değişen giysiler,
Değişen hisleri getiriyor ardından, ruhları da.
İlham perileri arada bir uğruyor belki,
Belki uğramadan geçiyor ve sanat
Başı sonu belli olmayan bir zaman diliminde donuyor şimdilik.
Dışarıda kocaman bir ay,
Güneşi kıskanıp yerini almaya çalışırken buluyor kendini,
Utanıyor ama kızarmıyor neyse ki,
Gece soğuk,sessiz dünyanın bu taraflarında,
Karanlık hepimizi içine çekiyor biz bekler veya beklemezken,
Karanlık
İçimizde ufaktan bir karıncalanma, belki bir parça ürperti olup ulaşıyor benliğimize.
Güven var mı anlayamıyoruz
Karanlıkta önümüzü görmekte zorlanıyor gibiyiz gündüzlerde de,
Fark yok bizim için
Günün yirmi dört saati var deniyor ama,
Biz aynı saati yirmi dört kere yaşıyor gibiyiz sanki.
Aslında,
Uzaktan bir yerlerden gelen zayıf bir ıslık var kulaklarımızda çınlayan,
Devrik cümlelerin vücudumuzda açtığı yaralar gibi hissediyoruz onu,
Bazen gidiyor ve arada yine geliyor.
Hatırlamak için vaktimiz yok diyoruz.
İnanmaya zaman bulamıyoruz.
Biz belki öyle şeyleriz ki,
Gelmeyecek mevsimleri bekliyoruz hep.
Oysa her şeye bir çocuğun gözünden bakmak istiyoruz,
Yapabilenler az.
Yapabilenler şimdi doktor gözetimindeler belki,
Ya da bir yerlerde birileriyle saklambaca dalmışlar.
Rüyalar alemi elle tutulacak kadar yakın görünüyorken bir parça ay ışığında
Şimdi,
Romantizmi bahane ederek başımızı eğiyoruz.
Bizi bekleyen birileri olduğuna inanıyoruz aslında.
Hani dünya'da,
İskoçya taraflarında bir yerlerde belki..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder