30 Ekim 2010 Cumartesi

Kasırga

Yine o şarkı geldi. Yine içlendim. Yine blog ortamına attım kendimi.
Bilmiyorum belki şu an sırf yazmış olmak için yazıyorum. Belki sadece yazdıkça şarkıyı başa alıp dinlemeyi istiyorum.
Tuhaf. Bazen böyle dakika geçiyor saat geçiyor gün geçiyor, insan da arada bir unuttum sanıyor sanırım.
Alakasız şeylerden bahsetmek okuyucu için  yorucu olsa da , yazar için bir anlam ifade etmiyor gibi.
---
Ve ilerledikçe taneler
Okyanus suyu soğumaya başlıyor gibi, hissediyorum.
İlk defa mı yeryüzünün sıkıcılığını atıyorum üstümden,
Yoksa ilk defa mı yüzüyorum?
Duyular yok sanırım orda,
Yüzünü düşünüyorum, en azından resimlerini,
Gözlerim karanlığa dalıyor ardından.
Sesini düşünüyorum,
Cümleler yapay, sesler duyulmuyor.
Bir parça suyun altında
Sanki elimi uzatsam sıcaklığın çarpıp işlemek üzere bedenime.
Ben,
Bu şarkıyı  her dinlediğimde seni düşünüyorum.
Sessizliğin ne anlam ifade ettiğini, yokluğun ne demek olduğunu,
Pişmanlığın tatlı acısını, anıların yankısını,
Varlığına duyduğum ihtiyacı anlıyorum.
'Bir daha...' ardından gelen olumsuz cümleleri kapatıyorum devrik duvarlar arasına,
Sadece ve sadece kış gelsin istiyorum.
İlk beyaz kar tanesi yeryüzüne düştüğünde,
Tek bir damla su okyanusla buluştuğunda ne kadar sevinirse,
Seninle kalabalık bir yolda karşılaşıp,
Yüzünü tanıyıp sana koşana kadar yanımdan geçişini sessizce bekleyip mutlu olmak istiyorum.
Sahi, ben çok şey mi istiyorum?
Öyleyse bir haber versen...
Ama veremezsin değil mi?
Olmayan bağlarımızı kuramayız.
Değil mi?

2 yorum:

  1. Belki bunu yazarken sonlara doğru bu düşündüklerin geçmiştir.

    YanıtlaSil
  2. sonsuza kadar geçseler bi daha da gelmeseler? olur mu acaba?

    YanıtlaSil