28 Haziran 2011 Salı

tazelenme

Hayatım boyunca pek çok mektup aldım, pek çok mektup attım. üstelik hepsi zarf içinde birkaç parça kağıt da değildi hani. Ben, hayatım boyunca bir göz kırpmayı bile bir mektup saydım. Ya da bir gülüşmeyi, anlamlı bir bakışmayı. Sonuçta hepsi iki kişi arasında, herhangi bir iletim yoluyla gönderiliyordu; bkz mektuptan farkı yoktu. Sonra hepsinin bir anlamı vardı, hepsi "amaçsız"lığı söz dağarcığından silmişti bir kere.
Ben, mektupları mütemadiyen sevdim. Kimse bana göndermese de, ben gönderdim. Sonuçta mesele mektubu gönderecek bir postacı bulmakta değil yeğen,dedim kendi kendime. O kendi yolunu bulur, mesele adreste 'gönderen' + 'alıcı' yerini doldurmakta.

22 Haziran 2011 Çarşamba

tanıtım

eh.şey.
Ben bazen fak diyorum.
Bazen anlatamamaktan yoruluyorum.
Bazen de çok bağlanıyorum.
Bazen,çok seviyorum kocaman.
Bazen çok uyumak istiyorum uyuyamıyorum mesela.
Bazen çok pis gaza geliyorum ama hiç bi zaman hırslanmıyorum.
Bazen çok iyi ağlıyorum sonra susmuyorum.
Bazen ışıkları açmak bir daha da kapatmamak istiyorum.
Bazen noktayı koyan olmaktan kaçıyorum. aslında bazen değil ya, genelde.ya da hep işte anlayın .
Bazen bağıra bağıra şarkı söylemek istiyorum. Ehe, söylüyorum da.
Bazen kız olduğum için üzülüyorum. Ama yanlış anlamayın, bu zamanlarda erkek olmak istemiyorum. yani insanlar kız erkek ve ... diye ayrılsalardı, ...yı seçerdim %123213.
Bazen 9 bardak su içiyorum-0.5 litrelik bardaklardan he-.
Bazen annem bilgisayarı istiyo, vermek zorunda kalıyorum bir de.

11 Mayıs 2011 Çarşamba

Kendime "welcome back!" diyorum.

Gençler ben geldim ya.Hani şu an kendi çapımda eğleniyorum siz aldırmayın bence bana.
Neyse fark ettim ki ben yazmayalı yıllar olmuş. Tamam abartmayalım yıl değil de, baya olmuş be. Kendimi şiddetle kınadım. Kitap da okumuyorum dedim, yine kınadım falan. Sonuç olarak sahalara geri döndüm, ister sevinin ister üzülün artık.
Not: Buradan ekşimiş pudra'ya sesleniyorum, bir iki gün içinde yapacağım olay vardı ya,buydu şekerim.
SÜRPRİZ hani, duyurulur.
Artık; yazısız kitapsız vs'siz günlere aylara son, yeni bir ayla yeni bir partnerle yeni bir bakış açısıyla yeni bir kitapla yeni müziklerle yeni bir ojeyle işte geldim burdayım artık.
Gitmeyi düşünmüyorum bilginize.
Sevgiler.
NOT2: Şu an arkada Harry Potter'ın soundtrack'lerinden biri çalmakta. Kendimi yeniden büyücü gibi hissetmeye başladım!bkz: ben 11. yaşıma girerken, doğum günüm boyunca gizliden gizliye bi Hogwarts mektubudur, beni almaya gelen bi Hagrid'dir öyle şeyler beklemiştim işte.
Ne mektup gelmişti ne Hagrid, haberiniz olsun hakkımda yanlış düşünmeyin.