27 Ekim 2010 Çarşamba

AdamAsmaca, seniseviyorum.

..."Bazıları, yokluk içinde boğulmamaya çalışırlarken, bazılarıysa kaybolmak için varlık peşinde koşarlar." demiş şair.
   Hayır dememiş. Ben dedim gitti ama. Bugün, bu ekzantrik girişten de anladığınız üzre, ruh halim -lere düşmemiş durumda, bu iyi bişey. Hastalığımsa günden güne ruhumla bütünleşmekte farkediyorum ve biraz korkutucu olsa da baş ağrsıı dışında şikayetim yok, hapşurmayı seviyorum.
   Yarın okullar da yarım günmüş dediler zamanında, sevindik ve anında gitmemeye karar verdik tabi. Tüm gün yatıp C vitamini yüklemesi yapıp kitap okurum heralde. Aa film de izlerim bi güzel ooh.
   Bu arada, az önce de eski kamera görüntülerini seyrettim. Benim böyle doğumumdan itibaren kameraya çekmişler hep-özellikle babam- arada sıkılıp oturuyorum 'ben bi küçük ben'i izleyeyim ya!' diyorum ve açıyorum. Ama cidden çok güzel bir şey ayıptır söylemesi. Hepinize tavsiye ederim diyecektim ama, yaş yetmiş iş bitmiş de demek istemiyorum ardından. Üzülmeyin ama.
Şimdi ordan bi 5 yaşındaki ben'in resmini paylaşayım da,öyle sevineyim kendi çapımda( bu arada Beatles'dan So Happy Together armağan ediyorum sizlere, kusura bakmayın link atamıyorum sorun oluyo ve Pippo'dan özentilik olmasın kulaklarımız çekilmesin. Şaka. o benim kulaklarımı çekmez ki. değil mi?)
Amaan. Bu işte. pek de net  değil ama artık idare edin siz bi zahmet. (şimdi de Im yours adlı parça). Resimden çok, resimdeki olay önemli asıl. Ben ne mi yapıyorum? Elimde annemden çaldığım bir parça hamurla mantı açıyorum, evet. Elimdeki de ne mi? Oklava tabii ayıpsınız.
Bugün bir de annem eski hatıra defterimi bulmuş. Eskiden bir de hatıra defteri vardı yahu.Şimdi geçmişe bakınca enteresan geliyor böyle şeyler ama iyi ki varmış bence, ne güzel okuyup eğleniyoruz çocukluğumuzla, gülüyoruz falan.Hoş şeyler bunlar.
Şu anda ne mi yapıyorum? Mandalina yiyorum. Biz mandalinayı severiz ama ilerleyen kış aylarında bundan bıkıp çilek peşinde koşacağız.
O zamana kadar siz esen kalırkeni ben de belki iyileşirim.
ÖNEMLİ NOT: Burdan bir zamanlar sesimizi duymayan NEB'e sesleniyoruz. Ama kabalıkla. Çünkü o bunu haketti. Ama yine de, derste yediği elmalara gülerken birileriyle, dönüp uyuz uyuz bakmamak için de zor tutuyoruz kendimizi. Kıskançlık kızların hamurunda var evet doğru bildiniz. Gün gelecek, bu laflar bloglardan değil asık suratlardan okunacak ama, o gün bu yüzyılda mı bilmem.

O zamana kadar siz esen kalırkeni ben de belki iyileşirim...

2 yorum:

  1. şimdi bu dağınık yazıya dağınık bi yorum yapıyorum;
    -çekmem lan niye çekiyim?
    -şimdi şu yukardaki 5 yaşındaki kızı görüyosunuzya,işte 'bi insan gram mı değişmez arkadaş?' dedirtiyor.
    -Tamam Marion gram değişmemiş olabilir ama fiziksel olarak.O elindeki oklavayı artık sadece resimlerde görüyüoruz.Hamaratlığını yorumsuz bırakıyorum:P
    -Ve Neb(ki bu bir kısaltmadır)hayvanın teki çıktı.
    Bana ayrılan sürenin sonuna geldik.teşekkürler:D

    YanıtlaSil
  2. "Değişmemiş bir gram" doğru söze ne denir.
    Oklava sadece hamaratlıkta kullanılmaz ki.
    Hayvanları da korumalıyız ama, eğer sadece hayvanlarsa.karışımları kabul etmeyiz.

    YanıtlaSil