19 Kasım 2010 Cuma

Biz güvenilirliği bulduğumuzda gurur çoktan gitmiş olur(ne alaka bilmiyorum).

Evet sevgili izleyicilerim, ben geldim. Ve beraberimde biraz baş ağrısı, bir bagaj dolusu C vitamini,biraz da denize girememenin verdiği hüzünle.
Aslında yolculuktan şööyle bir bahsedecek olursam, hem sahilde gezdim, hem de dağlarda bir araba çapında gövdesi olan ormanlarda dolaştım diyebilirim. Ve o ağaç mükemmel bir çınardı, döktüğü bir ton yaprakların altında bir sürü yılan akrep barındırırdı vs.
Hayatımın et deposunu yaptım herhalde, hiç bu kadar çok et yememiştim ve yalnızca bir gün için diyebilirim ki hayatımın en yavaş günüydü.
Değişik şeylerde yaşadım bir de.Mesela teyzemlerin yayladaki evine gittik, oradaki deli dedikleri komşuları Sevim Abla geldi hoşgeldiniz falan dedi bize, cidden deliymiş ama gayet çaktırıyordu hani. Sonra biz bu devasa boyutta çınarı görmeye gittiğimizde bir grup yürüyüşçü abla teyze ablayla karşılaştık. Baya da bir ahbap olduk hani. En son biz arabamıza atlayıp giderken "Haa bu arada, Sevim Ablanın evini bilir misiniz?" demezler mi. Meğer bizim Sevim Abla gönüllü olmuş, o yaylaya yürüyüşe gelenler için kapılarını açıyormuş. Bana çok enteresan geldi mesela bu, hani tanımadığın yirmi küsür kişiye evine almak değişik, ama onlarla acaip iyi muhabbet kuruluyor ben size söyleyeyim.
Başka bir gelişmeye göz atacak olursak,artık yeni bir kokum var benim, sevinçliyim. Hala hayatımın parfümü demiyorum ama, fena da değil hani.
Aslında her insanın kendi kokusu olurmuş derler ya, cidden var öyle bir şey ve bence bu mükemmel.Ben hani böyle köpekler gibi insanları kokularından ayırt etmek isterdim gerçekten, hoş olurdu.Ve ben bunları yazarken,
Ufukta;
Yenilecek altı mandalina,
hafif ıslak-nemli kafada bir üşüme-belki hastalık-,
Popoda bir uyuşukluk,
Bir haftadır ders çalışmayan zihinde bir parçacık boşluk-mallık,
Hücrelerime ve tenime işlmeye başlayan yeni kokunun pırıltıları,
Acılı bir susuzluk,
Çıkarılan çekirdekler,
Daha da uyuşan bir popo,
Yarın gidilmeyi bekleyen bir dersane,
Giyilmeyi bekleyen kıyafetler,
Yazılmayı bekleyen ödevler,
Yapılmayı bekleyen dedikodular,
Alınmayı bekleyen boncuklar,
Verilmeyi bekleyen mektuplar var. 

1 yorum:

  1. e bu durumda sana "koku:Bir katilin hikayesi"ni önerebilirm sanırım.Hatta derim ki kitabını da oku.

    YanıtlaSil